Gürani Doğan Web Sitesi


 Ana Sayfa

 Biyografi

 Kitaplar

 Zakirlik

 Söylenceler

 Linkler

 İletişim
 

 Kamışlı Köyü
 

 Tarih

 Kültür

 Şairler

 Ziyaretler

 Söyleşiler

 Soy Ağacı

 
Fotoğraflar
 
 

 

Gürani Doğan
Köylerden Bir Köy
Kamışlı

Sungurlu

 


Aşağı Ahmetler konusunda Mehmetlerin Halil’in bilgilerini temel aldım. Temirin Evleri konusunda Temirin Bekir’in bilgilerini temel aldım. Yukarı Mahalle ve Yağmurevleri konusunda Aşık Mehmet’in bilgilerini temel aldım.

En başta Mehmetlerin Halil’e, Yağmurun Alinin İsmail’e, Hamza Kahyaya,
Aşık Mehmet’e,

Türkiye’den bana bilgi aktaran Seyit Kamışlı’ya, ve her takıldığım yerde, her eksiğimde bana en büyük danışmanlığı yapan anneme,

Bu araştırmamı gerçekleştirmemde yardımcı olan tüm dostlarıma ve bu kitabın son biçimine ulaşmasındaki katkılarından dolayı
değerli dostum Bekir Karadeniz’e teşekkür ederim.

Ayrıca

bu kitabın yayınlanmasınndaki maddi katkılarından dolayı

Celal Kamışlı

Erkan Kamışlı

Habip Kamışlı

Hadi Kamışlı

İsmigüzel Kamışlı

Malik Kamışlı

Menderes Kamışlı

Musa Kamışlı

Muzaffer Kamışlı

Yakup Kamışlı

yürekten teşekkür ederim.


Başlarken

Amacım gelecek kuşaklara köyümüz ve ulaşabildiğim kişiler hakkında bilgi ve belge bırakmak.

Ulaşmak istediğimiz yere ulaşamıyoruz. Birçoğumuz dedemizin babasının adını bilmiyor. Belki gelecekteki çocuklarımız kendilerinin nereden geldiklerini, kimin çocukları olduklarını ararken daha uzak yere ulaşabilmelerine katkıda bulunmuş olurum diye düşünüyorum. Ben bir yerlerden başlamasam yıllar sonra bir kişi çıkıp bir yerlerden başlayacak ama daha sonralardan başlayacak ya da birçok şeyi kaçırmış kaybetmiş olacak. Şimdi ben, Mehmedin Haydar’a ya da Abbas Kahyaya ulaşmış olsaydım daha çok şey öğrenecektim. Daha gerilere gidip oralardan başlamış olacaktım. Köyümüzden her yaşlı kişinin ölümü bazı şeyleri kaçırmamız demek oluyor.

Mehmedin Haydar’dan veya Kara Mustafa’dan bize, Mehmetlerin Halil ve Aşık Mehmet gibi büyüklerinden duyduklarını yazan kişiler ne kadar çok olsaydı, o kadar iyi olurdu. Ben günümüzdeki yaşlılardan sorarak onların ulaşabildiği yerlerden başlamaya çalışıyorum.

Köyümüz ne zaman kurulmuş, ilk defa kim gelmiş, kaç ev ya da kaç kişi gelmiş, hangi sebepten ve nereden gelmiş, bütün bunları bilmek olası değil. Zaman içerisinde, kimin geldiği, neden geldiği söylenceye dönüşmüş. Neredeyse hepimiz kendi dedemizden ilerisini zor biliyoruz. Tarihsel olarak normal olabilir ama dedemizin babasının adını dahi bilmiyoruz. Bu yüzden kendi köyüm olan Kamışlı Köyünden gelecek kuşaklar kendi soy şecerelerini sağlam bulabilsinler diye, elimden geldiği ya da bulabildiğim, ulaşabildiğim kadarıyla Kamışlı Köyü ile ilgili aklıma gelen konularla ilgili her şeyi yazmaya çalıştım. Belki de, benden sonra birileri devam ettirmek ister. Tarafsız olmaya çalıştım ama araştırma yaparken soru sorduğum ya da birçok konuyu anlattırdığım insanların anlattıklarını yazıyorum.

Ben ne kadar yazarsam yazayım, bu kitap devamlı eksik olacak. Çünkü ulaşabildiğim insanlar var, ulaşamadığım insanlar var, Haydar Efendiyi oğlundan sorup öğrenebiliyorum. Fakat Safili’yi ya da kocası Kara Hüseyin’i öğrenemiyorum. Çocuklarına ulaşamıyorum. Dolayısıyla iyi öğrenemiyorum. Torunları, şöyleydi, şu olayda yoktu, şöyle bir anısı vardı, gibi şeyler söyleyebilirler ya da anlatılan herhangi bir olay başkaları tarafından farklı biliniyor olabilir. Onlar da, öyle değil şöyleydi diyebilecekler. Benim başladığım bu kitabı, eksiklerini hatta yanlışlarını tamamlayacak kişiler çıkacaktır.

Benden sonraki kuşaklara, bu kitaptaki olaylar veya sözcükler yabancı gelebilir. O olayları ya da deyimleri benim kuşağım ve benden önceki kuşaklar yaşadı, kullandı. Şehirleşme sürecinde çoğu şeyler değişti, yenilendi. O kuşağın kullandığı yeni kuşağa ulaşamayan sözcük ve deyimleri yazmaya çalıştım.

Kadınlar konusu önemli bir konu ama hangi kadın hangi köyden gelmiş ya da kimin kızı kimle evlenmiş veya hangi köye gelin gitmiş konusuna girersem içinden çıkamam. Bu konuda köyümün bütün kadınlarından af diliyorum. Keşke köyümüz Kamışlı’dan bir bacı çıksa da köyümün kadınları ile ilgili bir araştırma yapsa, yazı yazsa. Hangi evden hangi kız, hangi köye gelin gitmiş veya hangi eve hangi köyden hangi gelin gelmiş, böylelikle akrabalarımızı daha iyi öğrenmiş olurduk.

Bu bilgilerin hiç birisi bana rüyamda ilham edilmedi. Tamamı, Kamışlı Köyünden birilerinden sorarak öğrendiklerim, araştırdıklarım, anlattırdıklarımdır. Hiçbir şeyi kafamdan yazmadım. Elimde bir çok ses kaydı var.

Elbette bu kitabı Arif Kahyanın oğlu Satılmış yazsaydı kendine göre bir yol izler, kendi düşüncesine göre aktarırdı. Ya da Hocanın Veysel’ın oğlu Bektaş yazsaydı kendine göre hazırlardı. Ben Gürani Doğan olarak böyle, kendimce yazdım. Birçok eleştirinin geleceğini düşünerek böyle diyorum. Birçok kişi, neden şunu yazmadın, neden şunu şöyle yazdın, gibi birçok şey söyleyebilir. Haklı da olabilir. Ama ben 18 yaşımdan beri Almanya’dayım. Araştırma fırsatım kısıtlı. Ulaşamadığım, ulaşmak istediğim halde ulaşamadığım, ulaştığım halde sorduğum konuları bilmeyen kişiler vardı. Belki de ulaşmayı akıl edemediğim kişiler olmuştur ya da hiç tahmin etmediğim genç kişilerde köyle ilgili bilgiler vardır. Keşke bu araştırmanın 2. baskı olsa da, haberi olan herkes kendisindeki bilgileri ulaştırsa, gelecekteki kuşaklara köyümüzle ilgili yeterince ve doyurucu bilgi bırakabilsek ne güzel olur.

Bu Kitap Kamışlı Köyünden çok küçük bir dilim, belki de bir noktadır. Ama bizden sonra ilgi duyanların soy şeceresini çıkarabilmeleri için bir başlangıç olarak alınmalıdır. Geride kalan büyük bölümü bilemiyoruz.

Bir anı kitabı olarak algılansa da güzel bir şey. Köyümden, köylülerimden, büyüklerimden bahsetmek yaşadığım gelenekleri adetleri yazmak, hatıra mahiyetinde de olsa kişi ve kişilerden bahsetmek, köyümün yörelerinden bahsetmek bana haz veriyor. Mutluyum.

Bu yazı gelecekte Kamışlı Köyü ve Salmanlı Aşiretiyle ilgili yazı yazacaklara bir kaynak olabilir.

Faydalandığım insanlara teşekkürü bir borç biliyorum. Ben aracı oldum, esas eser onların sayılır. Ben yalnızca onların anlattıklarını yazıya döktüm.